BEYAZ YALAN
Yalanın rengi olur mu?
Yaşamımız boyunca pek çok yalanla karşılaşır veya kendimiz söyleriz. Kimisi bunu bir eğlence hâline getirirken yaptığı hatadan hiç gocunmayarak hatta büyük bir zevkle söyler kimisi ise zor anlarında kendini bilmezliğin içinde bularak buna mecbur kaldığını düşünür.
Peki ya beyaz yalan?
Aslında beyaz yalan, adı yalan olsa da masum bir niyet taşır. Bu niyet de genellikle karşıdakini kırmamak ve üzmemektir. Beyaz, saflığı ve iyiliği temsil etmesinden dolayı yalanın renklenmesi bu şekilde gelişmiştir.
Hepimiz hatalara müsait bireyleriz fakat yaptığı hatanın üstünü gereksiz bir yalanla kapatmak kişinin kendine olan saygısını yitirmekle kalmayıp insanlar karşısında güvensizliğe yol açar. "Güven ruha benzemektedir. Terk etmiş olduğu bedeni bir daha asla bulamaz." Bu da kişinin çevreyle olan iletişiminin önünü keser. Birey giderek yalnızlaşır ve kendi iç dünyasında çatışmalar yaşamaya başlar.
Bazen bir yalan dâhi dönüm noktası haline gelir.
Yalan sadece gerçeğe aykırı bir söz söylemekle de olmaz.
Yaptığı şeyi abartmak, yapmadığı şeyle övünüp göğsünü kabartmak bile yalanın yan dallarıdır.
Sıklıkla yalan söyleyen bir insan artık zamanla bu duruma alışır, başta sıradan gelen bu davranış, gün geçtikçe ciddi bir boyuta taşınır birey artık yalan söylerken kendini rahatsız veya suçlu hissetmiyordur. Çünkü dürüstlüğün insanlar üzerindeki o inanılmaz çekiciliğinin farkında değildir.
Fakat insanoğlu bazen bir yalanı avuç avuç içer de, bir damla gerçeği yutamaz. Gerçekle yüzleşmek yerine yalanla avunur.
Her ne olursa olsun çarpıcı bir gerçek, üstü kapalı geçiştirilen bir yalandan daha az can yakar çünkü dürüstlük; kişinin bildiğini söylemekle işine geleni söylemek arasında yaptığı seçime dayanan bir ahlak anlayışıdır. Bu sebeple dürüst olmaya önce kendimizden başlamalı ve yalancıların da cezasının, doğru söylediklerinde onlara kimsenin inanmayacak olmasına bağlayabiliriz. Bu durumda yalanı rengine göre ayırmak da size kalmıştır.
Bir yalandan bir şey kazanamazsınız fakat çok şey götürür sizden. Kaybedeceksek kaybetmeli, gerekirse de o acıyı çekmeyi bilmeli ama bir yalanla asla avutmamalı. Ancak o zaman doğruluğun insan üzerindeki o etkileyici duygusuna varırsınız.
Hayriye Çetinkaya