Dümbelek Ayhan
Puslu pusludur gözlerin
İçimin rengini alır; o tenha, o ipsiz, o densiz bakışların.
Ve şakşakçı seslerin atardamarlarıma işler
Bütün kültürlerin küfürleri süzülür dudaklarından
Nasıl bir adamsan sen Dümbelek Ayhan
Artık seni solcular da telkin eder.
İçimin rengini alır; o tenha, o ipsiz, o densiz bakışların.
Ve şakşakçı seslerin atardamarlarıma işler
Bütün kültürlerin küfürleri süzülür dudaklarından
Nasıl bir adamsan sen Dümbelek Ayhan
Artık seni solcular da telkin eder.
Bre Dümbelek Ayhan!
Sen uyurken bile çok kozmopolit yatarsın.
Horlaman çok oktavlıdır.
Pencerendeki kaktüsler bile tir tir titrer
Başucu kitaplarında yatar bolşevikler,
Mohikanlar da ekseriyetle açar kollarını
Katalanlar da seni omuzlarında besler
Labrador'dan alırsın serinliğini
Bolivya'da bırakırsın.
Ulan sen ne biçim bir adamsın da yüreklerde yatarsın.
Sen uyurken bile çok kozmopolit yatarsın.
Horlaman çok oktavlıdır.
Pencerendeki kaktüsler bile tir tir titrer
Başucu kitaplarında yatar bolşevikler,
Mohikanlar da ekseriyetle açar kollarını
Katalanlar da seni omuzlarında besler
Labrador'dan alırsın serinliğini
Bolivya'da bırakırsın.
Ulan sen ne biçim bir adamsın da yüreklerde yatarsın.
Bir tükürüğünde batırırsın gemiyi
Bazen bir çırpıda seversin
Evinin mayınlı koridorlarında
Ne ölümler beklersin
Ürkeklik de hüküm sürer sende
Kapının aralığından bakarsın
Hafif nemli gözlerini
Kimden, neyden sakınırsın?
Bazen bir çırpıda seversin
Evinin mayınlı koridorlarında
Ne ölümler beklersin
Ürkeklik de hüküm sürer sende
Kapının aralığından bakarsın
Hafif nemli gözlerini
Kimden, neyden sakınırsın?
Bir akşamüstü açmışsın
Dua etmekten kupkuru kalmış avuçlarını
Tek nefeste binbir peygamber indirmişsin.
Kapkalın ve çatık kaşlarını kaldırıp
Peygamber istilası yüreğini, sekülerlere okşatmışsın.
Dua etmekten kupkuru kalmış avuçlarını
Tek nefeste binbir peygamber indirmişsin.
Kapkalın ve çatık kaşlarını kaldırıp
Peygamber istilası yüreğini, sekülerlere okşatmışsın.
Ben seni tanırım, Dümbelek Ayhan
Buram buram yalnızlık kokarsın
Dostoyevski öper başından
Tek yönlü gülüşler yaşatırsın
Lakin ısrarla toplumsal takılırsın
Ben seni tanıdım tanıdım da
Bir türlü anlayamadım
Ne ters ne düz bir adamsın
Elastik midir özün anlayamadım
Buram buram yalnızlık kokarsın
Dostoyevski öper başından
Tek yönlü gülüşler yaşatırsın
Lakin ısrarla toplumsal takılırsın
Ben seni tanıdım tanıdım da
Bir türlü anlayamadım
Ne ters ne düz bir adamsın
Elastik midir özün anlayamadım
Sabahın ilk operasyonlarında alıp götürmüşler seni
Tahta sandalyelerde çürütmüşsün kıçını
Sorgu odalarında küllerinden doğmuşsun
Her kelimende septikler de can bulmuş
Sen nasıl bir adamsan Dümbelek Ayhan
Adın pirüpak yankılanır karakollarda
Haydutluğu bile çok kişilikliydi derler
Ufkunu açarsın at gözlüklü memurların
Tahta sandalyelerde çürütmüşsün kıçını
Sorgu odalarında küllerinden doğmuşsun
Her kelimende septikler de can bulmuş
Sen nasıl bir adamsan Dümbelek Ayhan
Adın pirüpak yankılanır karakollarda
Haydutluğu bile çok kişilikliydi derler
Ufkunu açarsın at gözlüklü memurların
Hatta senin ölümün bile bellidir
Yargısız infazlar savurur sağa yatık saçlarını
Ölü kartallar dağılır
Bıyığından akar bol kemikli önyargıların
Peşkeş çekersin sivilceli evlatlara
Senden olmayan düşünceler dayatırsın
Keşmekeş yürütürsün işlerini
Uzak uzak bakarsın
Sen de böyle bir adamsın
Alnın da pürüzlüdür senin
Gövdende bıçak yarası
Müşfiklerin yoldaşı derler sana
Amansız vedaların ele başı
Göğüs kafesinde çelişkiler yatar
Aksilikler geçinir sırtından
Dostlarını travmatik seversin
Hatıratlarda adın eğri kalır
Sen öyle bir adamsın ki Dümbelek Ayhan.
Charlie Chaplin seni görse konuşur.
Gövdende bıçak yarası
Müşfiklerin yoldaşı derler sana
Amansız vedaların ele başı
Göğüs kafesinde çelişkiler yatar
Aksilikler geçinir sırtından
Dostlarını travmatik seversin
Hatıratlarda adın eğri kalır
Sen öyle bir adamsın ki Dümbelek Ayhan.
Charlie Chaplin seni görse konuşur.
Şiyar Özdemir