RUH HASTALIKLARI ÇAĞI - FIRAT KARANFİL

RUH HASTALIKLARI ÇAĞI - FIRAT KARANFİL


RUH HASTALIKLARI ÇAĞI

Boş vakitler de çekilmiyor. Yapacak işin yok, zaman başına yük olur.

Eksiklikler kendini hissettirir, psikologlarımız eksik; ruh hastalarımız fazla. Psikologlarımızın düşünceleri eksik, akıllı olmak sağlam psikolojiye sahip olmakla özdeşleştirilmiyor bile. 

Bu yaşadığımız çağ, içini açtığımızda yaşadığımız olaylar ve koşullar, insanların çoğunu daha da fazla rahatsız edecek gibi. Ama zannımca bu durumdan şikâyet etmemeliyiz. Çünkü düzeltmek konusunda ciddi değiliz. Düzeltmek konusunda tembeliz. Sonuçta hepimizin zihnindeki tek düşüncenin kendimize yettikten sonra ortamdan sıyrılmak olduğu bir fikirsel uzlaşı da büyük ihtimalle insanlar ortak olarak bir şeyleri düzeltmektense kendilerine düzeltmeye yönelecek.

Bu, bence olabilecek bir düşünce değil. Bireycilik akımı toplumu dayanak almalı ki bireylere "bireyliklerini" yaşayabilecekleri toplumsal bir zemin sağlansın. Bireyleri bireylere emanet edersek onlar kendi başlarına nasıl olarak kendilerine yetebilir ve kendilerine bakabilirler ki? Bu bakıma "bireylerin" köşelerine atılarak düşünceleri, duyguları ve egolarına mahkûm bırakıldıkları kapalı evler çağında düşüncelerimizin doğruluğu konusunda temkinli olmalıyız.

Diyelim ki şehrin planlamasını, toplumdaki normların yapısını bize sundular. Bunlarla istediğimiz gibi oynayabiliriz. Bu tür bir düşüncede neyi düşünürsek toplum hakkında fikir belirtirken de aslında en doğrusuna yönelip, en doğrusunu isteyerek bu düşünce deneyini gerçekleştiriyoruz. Önce kendimizin sorumlusu, sonra kendilerimizin sorumlusuyuz. Kendimiz ve kendilerimizin yöneticisiyiz. 

Aksi takdirde herkesin birbirini anlaması düşüncesi olan empatide herkes herkesi anlamaya çalışırken, başkalarını anlayan kişinin anlayacak bir kendisi kalmadığından dolayı, kimse kimseyi anlamamış mı olacak?

Bu çağ yoruyor arkadaşlar, çünkü yorulmak istiyoruz. Yorulmak çalışmaktır, çalışmak da gereklidir diyor; sanırım içimizdeki arayış sistemi.

Bir kişi kendi arkadaşlarını ve ailesini istediği doğrultudan terbiye edemeyecek çünkü dışarıdan gelen düşünceler o kişinin kendi düşüncelerinin etkisini çoktan düşünebilecek bile.

Düzeltemeyen insan, vahşi insanın en güçlü isteklerinden olan düzeltme isteğine karşı soğuyabilir. Başarısızlık onu darlayacağı için başarısızlık hissini etkisizleştirecek hislere yönelebilir. Bundan dolayı eğlence ihtiyacı en derin sessizliklerden sonra daha güçlü olmuştur çoğu zaman. Eğlenmeye olan ihtiyaçlarımızın altında sıkılmaktan sıkılmışlığımız da yatıyor olabilir. Biz insanlar düşüncesiz olduğumuz vakit düşünceleri değersizleştiririz. Bundan sonra yaptıklarımızın anlamı ve önemi yoktur. Böylece düşünceler önemsiz, uyaranlar değerli olur. İdeal ve düşüncelerden uzakta, bir şeylerin farkında olmadan ve sürünen. Bundan sonra zihnimiz düşünüşünü duyguların düşüncesine aktarır. Aslında her zaman düşünmek vardır ve beynimiz çalışır.

Estetik sadece izlemek ve anlam çıkarmak içindir. Bebeklere, sanat tablolarına bakın.

Fırat Karanfil

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski