Sana Anna dememe izin verir miydin?
Kahve kırmızısınca aydınlatırsam kırışık perçemlerini
Ve ağırlığınca eflatun çalarsam sokaklardan
Ve bir de şebboy gibi serilirsem gecene
Kalabalığından sakınıp, kimsesizliğimi bölüşür müydün?
Şehrine düşen yağmurlardan koparıp toprak kokusunu,
Cepleri sökük hırkama doldursam,
Ve bir bebek tebessümüyle çalsam kapını
Yaramı sarıp, sana karışmama izin verir miydin?
Dedemin kiremiti kırık balkonundan kirpiklerine sarksam,
Ahşap masamdaki
pikabın çello sesleriyle,
Sükunetine sarılsam sürgünümün,
Efsun olmayı bırakıp, sana anna dememe izin verir miydin?
Bir şiir vakti kadarınca kalmış sigaramı
Ve de evinin damından edilmiş günaşırı intiharlarımı,
getirsem
Açlık kamburumla dikilsem boşluğuna
Kat kat çarşaflaşmış toprağından, yitirdiğim ruhumu
çıkarabilir miydin?
Fatime Efe