Zihin Modelleri Üzerine Düşünceler: İnsan Gerçekten Cahil Midir?
Peki bunlar gerçekten de ne yapmayacağını bilmiyor mu? Hayır. İnsanlar yemek yemeyi biliyor. Birçoğu istemeyi biliyor ve birçoğu yaşamayı, gezmeyi, eğlenmeyi ve sevişmeyi biliyor. Demek ki neymiş? Ne yapacaklarını biliyorlarmış. Bu arada, birçoğu gizlemeyi biliyor... Bencilliği biliyor. Kriz ve savaş anında kendini savunabilme yönelimi var.
Peki ya siz o insana yaşadıklarını bir kriz ve savaş anı gibi hissettirirseniz ne olur? En ufak bir karşı çıkışta onu dışlayıcı bir şekilde onu cezalandırırsanız, yaptığı yanlışlarda dışlayıcı bir tutumla onunla alay ederseniz? Bu insanın sizinle dertleşip anlaşacağını düşünmeyin.
Her ailenin, akrabaların içinde bu var. Toplumda da var. Cezalandırıcı ve dışlayıcı bir mekanizma. İnsanı bitiren şey dışlamaktır, çünkü artık ortada insan denilebilecek düşüncelere uyan bir varlık kalmaz. En büyük korkumuz dışlanmaktır. En gizli ve uyum sağladığımız çevresel tepki dışlanmaktan kaçınmaktır. Dışlanmamak uğruna arkadaşlıklar oluşur, kutuplaşmalar ve var olup savunulacak yeni fikirler türer.
Hmm... Acaba vatan millet hiç umrumuzda olmaz mıydı vatanın toprağından beslenmeseydik, milletin düşüncelerinizden zihnimizi ve zihnimizin yönetimini güçlendirmeseydik? Bunu yapan başka vatanlar da var. Öyleyse bu ne benim ne de onun vatanına özgü bir şey.
Hiçbir şey yapamadığınız ve kafanızın sürekli karıştığı bir anı düşünün. Bu uzun süre devam edip, mümkün olabilir mi? Hayır. Peki ya ne yaparsınız? Bildiklerinize yönelirsiniz. Neydi bildikleriniz? Yemek yemek, su içmek, spor yapmak, eş aramak, çatışmak... Bunların arasından birisine seçerdiniz. Çünkü neydi bilmedikleriniz? Daha önce düşünmekten çekindiğiniz şeyler. "İşinizin olmadığı" düşünceler.
Kavga etmek mi, kavga üzerine düşünmek mi? Hangisi daha kârlı? Yapmak mı yapmamak mı ya da yapılış üzerine düşünmek mi?
Eymen Tapar