SANRILAR
kafamın içi birbirini parçalayan sanrılarla dolu
düşünmemeyi düşlüyorum, nefretimde boğuluyorum
gözlerim kapanmak istiyor
karanlığın çağrıları kulağımda çınlıyor
korkak birine dönüşüyorum
kendimden bile korkuyorum
kin ve hüzün hükmediyor bana
kördüğüm oluyorum
buruşuk karalanmış bir sayfadaki çizgilerim, karmaşık ve anlamsız
tek bir kibrit ateşinde kül olabilirim, umarsızım
bir mahkumun attığı voltayım, bıkkın ve çaresiz
vedaların son göz göze gelişiyim, yüreği en derinden yakan
polis arabasındaki sirenlerim, renkli ama şüpheli
ne dediğini bilmeyen biriyim
kendini bile anlamamış serseri bir tip
çırpınıyor ve etrafı seyrediyorum
asla çıkışı olmayan labirentteyim
kıyametler olsa da içimde
hiçbir şey olmamış gibi susuyorum
en bahtiyarı oynuyorum.