Rüyalar Üzerine
Sözlükte “görmek” anlamındaki rü’yet kökünden türeyen rü’yâ
kelimesi uyku sırasında zihinde beliren görüntülerin bütününü (düş) ifade eder.
İnsanlığın tarihinden beri rüyalar herkesin tecrübe ettiği
ve etkilendiği bir olaydır. Rüyalar fiziksel dünyamızın zihinsel boyutudur.
Kişinin arzuları, kaygı ve korkularına göre şekillenir.
Rüyanın ortaya çıkışını tetikleyen hususlar, geçmişin iyi veya kötü tecrübeleri, gelecek beklentileri ile bazı dış etkenlerdir. Rüyanın görülme zamanı ise daha çok kişinin uykusunun hafiflediği veya uyanmaya yakın olduğu zaman dilimidir. Bu yüzden hatırlanması mümkün olabilmektedir.
NEDEN RÜYA
GÖRÜRÜZ?
Bazı araştırmalara sonuçlarında beynin bir etkinliği olarak
öne sürülmekte, bazı araştırmalara göre ise bilinçaltının uyku esnasında dışarı
vurumu olarak yorumlanmaktadır. İnsanın beyninin uyurken de aktif kalmasının
bir örneği olarak rüyalar gösterilebilir.
Psikanalist ve nörolojist Sigmund Freud’a göre, rüyaları
görmemizin amacı aslında isteklerimizin doyurulmasıdır Freud bunun
kanıtlanmasının çok da zor olmadığını iddia ediyor. Örneğin akşam eğer tuzlu
bir yiyecek yediyse rüyasında su içtiğini görür.
Freud’a göre rüya gizli içerikli ve direkt rüyalar olarak
ikiye ayrılır:
1 - Gizli Rüyalar
Gizli Rüyalar: Gizli içerik semboliktir, rüyayı gören
kişinin altta yatan arzularına tekabul eder. Bu şekilde gördüğümüz rüyalar
gizli rüyalarımızı bize bir nevi sansürle sunar. Böylece bizi yaşayacağımız
kaygılardan korur.
- Direkt
Rüyalar
Direkt Rüyalar: Bu içerik genellikle günlük olaylara
dayanır.
Örnek olarak uzun zamandır cinsel ilişki yaşamamış ve buna
ihtiyaç duyan biri, rüyasında cinsel ilişki deneyimleyebilir. Kimle nasıl
olduğu konusuna gelince rüyalarımız bilinçaltımıza dayanır ihtiyaç
duyduklarımız, düşündüklerimiz ve korktuklarımız, bu objelerin bilinçaltımıza
işlemesi rüyalarımızı etkileyebilir.
Muhammed Nur Demir