EVRENSEL VE YIKICI YALNIZLIK
"Yalnızlık bir tercih midir yoksa mecburiyet mi?"
Yaşadığımız hayat için her gün belirli kararlar alır ve bu doğrultuda yaşamaya çalışırız. Kimi zaman yanımızda birilerini arar kimi zaman da yalnızlığa sığınırız.
Her insanın aldanış biçimi farklıdır. Bazılarımız yalnızlığın verdiği huzuru yaşamak isterken bazılarımız da buna mecbur kalır.
Yalnızlık veya yalnız kalma, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme duygusudur. Yalnızlık duyan insan terkedilme, dışlanma, depresyon, güvensizlik, umutsuzluk, anlamsızlık, değersizlik ve kızgınlık duygularıyla doludur. Kendisinin hiç kimsenin sevgisine değer olmadığını düşünür, o yüzden de sosyal yaşamında zorluk çeker.
Her insan için aynı duyguları çağrıştırdığı söylenemez. Yalnızlık duygusu sıradan bir yalnız olma hâlinden farklıdır. Bazen insanlar bilinçli olarak tek başına kalmayı tercih ederler ve yalnız olmaktan zevk alırlar. Bazen sadece yalnız kalmak ister insan. Hiçbir şey istemez. Sadece yalnızlık..
"Kendi başına olma kapasitesi”
Gelişmiş insanların yalnızlığı yıkıcı olmuyor, tam tersine yararlı ve üretici bir deneyime dönüşebiliyor. Ama bu kapasite gelişmemişse yalnızlık yıkıcı bir duruma dönüşüyor.
Her ne kadar basit telaffuzu olan bir duygu olsa da anlaşılması güç her insanda farklı etki yaratan karışık bir durumdur. Farklı bir deyişle yalnızlık,yeryüzündeki tüm canlılar tarafından hissedilebilen evrensel bir duygudur. Ancak kesin tanımını yapmak oldukça zordur çünkü yalnızlık duygusu hem objektif hem subjektiftir. Kelime anlamına baktığımızda “kimse bulunmama durumu” olarak tanımlansa da insanlar kalabalık ortamlar içinde de yanlız hissedebilirler.
Bunun temel nedeni ise pek çok etkenden ortaya çıkabilir. Mecbur kalanlar genellikle zorbalığa uğrayan, hayat karşısında çaresiz ve isteksiz olan kimselerdir. Fakat bunu bir tercih olarak gören kimse, yalnızlığın verdiği çarpıcı hazzı yaşamak isteyen ve bunu fantaazi haline getirenlerdir.
"Hayat her zaman istediğimiz şekilde ilerlemez. Aradaki engelleri aşmak sadece bizim dirayetimize bağlıdır. Bu yolda yalnızlıklar, hüzünler ve çıkıntılar gerçekleşir fakat hepsi birer yanılmadır. Bu prangaları çözebilen yolun sonunda kendi benliğini bulmuş olur."
Peki size göre 'yalnızlık', insanoğlunun yaşaması gereken zaruri bir duygu mudur? Yoksa tercihlerine bağlı gelişen bir durum mudur?