Depresif Karalamalar
Bazı zamanlar uzaklaşmak isteriz bu dünyadan. Kendi tenhamıza
saklanır. Sorunlarımızdan bir nebze de olsa kurtulmaya çalışırız. Ölmek isteriz
çünkü artık her şey katlanılamaz bir hal almıştır. Sancılarımıza bi’ çare arar,
dermansız kalırız gecenin simli örtüsü altında.
Beynimizle kalbimiz arasında dönen muharebe, boğazımızda en
sert çatışmaları yaşar. Düğümlenir boğazımıza birer birer, sözlerin tesiri.
Değişken ruh halimize bipolar yalnızlığımız eşlik eder. Yalnızlığımızdan
kurtulmak uğruna çeşitli umutlara, insanlara tutunuruz ama nafile. Çünkü yalın
kalmışlığın karanlık dokusu işlemiştir ruhumuzun derinliklerine. Halimizden
memnunuz ama sitemlerde bulunmayı eksiltmeyiz. Ailemizden, çevremizden,
dostlarımızdan soyutlarız yaşantımızı. Kalmamıştır tahammülümüz insanlara.
Severiz, sevilmek isteriz. Nadide hayaller kurar,
uyuşturucunun etkisine kapılan bir bağımlı gibi kendi dünyamızdaki mutluluğa
kafiyizdir. Aniden pekişen bir cesaret kıvılcımıyla çıkarız karşısına bütün
utancımızdan koparak. Kimimizin hikayesi güzel biter, romanlara konu olur;
kimimiz ise yıkıntılar arasında kalır, müjganla aynı sokakta, hayal
kırıklarının yüreğimizde açtığı yaralara yakınır. Karşılığını göremeyince
dünyaya darılır, şu lanet düzene basarız küfrü.
Kaybederiz aşk denen illete karşı inancımızı ama yine de affederiz bizi
üzeni. Bitmeyecek bir yamaçtı biliriz sevgimizi ama her uçurumun vardır bir
dibi.
Sabrımızı sınar sevdiklerimiz. Sabır taşı mı sanarlar bizi
bilmem ama kendileri değillerdir vazgeçilmez biri. Elbette vardır her sabrın
selameti. Mutluluğu başka limanlarda aramanın gelmiştir artık vakti.
Yanlışlarımızın doğru olduğuna en baştan inandırmışızdır
kendimizi. Olacak ve olabilecek her şeyin sorumluluğunu isteksizce kabullenmiş
bulunmaktayız. Çekeceğimiz acıların farkında olarak bu işkenceyi isteriz.
Ruhumuzda kanayan yaraları anlamasınlar diye manasız bir tebessüm belirir
suratımızda. İçimize atarız bütün acılarımızı, kederlerimizi, öfkemizi.
İntiharı deneriz ki hayatta kalma içgüdümüz ölüme karşı
duyduğumuz ihtirasa baskın gelir. İşe yaramayan kendi sonunu bile getiremeyen
beceriksizin tekiyizdir. Kin ve nefretin keskin kokusu üzerimize yayılır.
Bitiririz artık içimizde her şeyi. Şu çivisi çıkmış dünyada, bir insan daha
göçü yeğlemiştir yaşamaya. Unutur gideriz dökülen yaşlarını ahını alarak.
Tükenip biteriz insanlıktan soyutlanarak.