Lovecraft ve Dehşeti
Öncelikle bu yazımı şahsım gibi olan korku severlere ve hatta daha doğrusu korku edebiyatı severlere hitap edecek şekilde yazıyorum. Konuyla alakası olmayan veya hiç ilgi duymayan arkadaşlar merak etmesin, umarım yazının sonunda size de bir şeyler çıkar.
Korku temel bir iç duygudur, hatta belki de tüm duyguların temelinde yer alır. Kimi psikoloğa göre tüm eylemlerimiz korkularımız tarafından yönlendirilir. Korku edebiyatında ise konu genelde basit başlar. Korkular çoğu zaman basit ve yüzeyseldir. Örneğin insanla beslenen bir canavar, belki bir kurt adam veya vampir. Bu yaratıkların hayvanlardan hatta insanlardan ne farkı var? Bir vampir bir aslandan neden daha korkunç olsun ? Bir vampir gerçek değil ama bir aslan gerçek, ve sizi gerçekten yiyebilir. Peki ya bir katil, bir saldırgan ? İşte o bir aslandan da tehlikelidir çünkü o saldırgan aramızda, hatta belki de o saldırgan sizsiniz. Ama ben böylesine basit korkular üzerine konuşmak istemiyorum. Sadece şahsın kendi hayatını etkileyen basit korkular, en azından benim için, oldukça sıkıcı. Ben daha karmaşık korkularla ilgileniyorum.
Karmaşık korkulara denk gelebileceğimiz nice yer aklımızın derinlikleri. O ufak zihin nice büyük korkular barındırıyor kim bilir? Korkunç kabuslar, anlamsız fobiler, panik krizleri ve daha nicesi beynimizden çıkmayı bekliyor. Tüm korkularımız yaratıcılığımızın sınırlarında dans ederek aklımızın ön uçlarına doğru yol alıyor. Akli dengemizin parçalanmış uçları yaratıcılığımızın ağır baltası tarafından iyice eziliyor ve parçalanıyor. Ve bu kaotik işlem çeşitli edebiyatçıların ilham için tercih ettiği nadide durum.
20. yüzyılın başlarında, Amerika'da ortaya çıkan
Howard Philips Lovecraft korku edebiyatını farklı bir boyuta taşıdı. Kozmik
korku adı verilen yeni bir edebiyat türünü bizlere sunan Lovecraft insanın
tensel korkularını aşan yeni vahşetler peşindeydi. Küçük yaşta gördüğü sanrılar
ve kabuslar onun ruhuna işlenmişti ve tüm eserlerinin temelini atmıştı. Gördüğü
sanrılarda evrenin güzel ışıklarını görmüştü, ama onun aklı evrenin daha farklı
yerlere itti. Onun zihni evrenin bitmeyen dehşetine doğru yol almıştı. Onun
korku algısı vahşi yaratıklar veya tehlikeli insanlar değildi. O bir şekilde
evrenin sonsuz derinliğini gördü ve bunun ne kadar dehşet verici olduğunu
keşfetti. Varoluşun tüm karanlık yönlerini bir şekilde evrenin bitmek bilmeyen
karanlığıyla harmanladı ve ortaya devasa bir mitos çıktı.
Lovecraft'ın yarattığı yaratıklardan birine göz atalım, Cthulhu, denizin derinliklerinde yaşayan koca yaratık. Lovecraft bu yaratık için Yunaca olan 'chthonic' sözcüğünden yola çıktı. Anlamı 'yerin altında' veya 'uyuyan' olarak dilimize çevirilebilir. Cthulhu'da aynen böyledir, suyun derinliklerinde R'lyeh şehrinde yaşar. İnsanların bastırdığı dehşetleri temsil eder ve uyanıp yer yüzüne çıkmaya başladığında tüm dünya kaosa, evrenin en doğal haline doğru sürüklenir. Lovecraft mitosunda Cthulhu kötü değildir. Aksine o evrene göre en doğal olanlardandır. Ama korkutucu olmadığı anlamına gelmez, hatta en korkunç olan odur. Korkularımız onları bastırdıkça güçlerinir, onları ne kadar aşağı itersek onlar o kadar güçlü çıkar. Bu durum içerisinde asıl dehşet verici olan onların ne zaman ortaya çıkacağına karar veremiyor oluşumuz, tek bildiğimiz bir gün o korkuların uyanacağı ve bizi ele geçireceği.
Lovecraft bizlere olabilecek en korkunç şeyi,
yani aklımızın derinliklerindeki kaosu verdi. Basit bir yaratık veya azgın bir
katil değil ama biz. Edebi bir açıdan bakıldığı zaman çok hoş bir çalışma gibi
gelebilir ama yazıya döküldüğünde ortaya çıkan eser o kadar anlamlı olmuyor.
Lovecraft bir yaratığı tasvir etmektense o yaratığın kurbanı üzerinde yarattığı
hisleri anlatıyor ve bunları kendi yorumuna göre yapıyor. Bana sorarsanız
Lovecraft burada bizim düşünmemizi istiyor. Korkunç bir yaratıktansa korkunç
bir konsept anlatıyor ve bu anlık şoktan ziyade daha derin bir korkuya yatırım
yapıyor. Nesnel korkulardansa bizlere daha öznel bir deneyim yaşatmak istiyor.
Sonuçta sizin için dehşet verici olan benim için gündelik bir durum olabilir,
hepimiz için kıyamet gibi gözüken evrenin geri kalanı için sıradan olabilir.
Bulut Soyal